Yüzyıl Sonraki Torunuma Mektup- 48

Şu an bu mektubu nerede, ne şekilde okuyorsun bilmiyorum. Umarım çok mutlu ve istediğin gibi bir hayat sürdürüyorsundur.

Yüzyıl Sonraki Torunuma Mektup- 48

Merhaba Canım Torunum,                                                                         12.Şubat.2022

 

Şu an bu mektubu nerede, ne şekilde okuyorsun bilmiyorum. Umarım çok mutlu ve istediğin gibi bir hayat sürdürüyorsundur.

Ben büyükannen Yasemin DİKİCİ. 1974 yılında, Van/Özalp’ta doğdum. Benim annem ve babam da Trabzon/Uzungöllü. Babaannem Ordu/Ünyeli olduğu için biz de Ünye’de yaşıyoruz. Biraz karışık, farkındayım. Hayat arkadaşım, senin de büyük baban Abdullah DİKİCİ ile de Ünye’de tanıştık, evlendik.  28 yıllık evliliğimizde Esra Zülal, Emire Cemre ve Halil Bahadır adında 2 kız 1 erkek 3 evladım var. Bu mektubu da sana 2022 yılında kaleme alıyorum. Ben elimden geldiğince Allah’ın bana vermiş olduğu ilimle insanların şifalanmasına vesile olmaya çalışıyorum. Hacamat, sülük ve akupunktur tedavisiyle uğraşıyorum.

Bu mektubu sana yazdığım zamanlarda Covid-19 adında bir virüs sebebiyle pandemi sürecinden geçiyoruz. Son birkaç yıldır devam eden bu süreç dünyayı etkisi altına almış, toplumun her kesiminde kısıtlamalara sebep olmuş durumda. Umuyorum ki senin yaşadığın dönemde bilim çok gelişmiş, bu tarz salgın hastalıklar yaşanmıyordur.

Senin yaşadığın dönemi hayal edemiyorum. Her şey çok hızlı değişiyor. Örneğin, bu mektubu sana yazdığım 2022 senesinde iletişim anlık olarak mesajlaşma ile sağlanabilmekte. Ancak çok değil 30 sene öncesine baktığımızda teslim edilmesi haftalar süren mektuplar ile iletişim kuruluyordu. 30 yılda bile bu denli radikal değişiklikler olmuşken 100 yıl sonrasında nasıl bir dünya olacağını kestirmek çok zor. Bu yüzden gelecek ile ilgili tahminde bulunmak yerine dualarla nasihatlerimi sana iletmek istiyorum.

Umarım yaşadığım hayat, edindiğim tecrübe, gelecekte yoluna ışık tutar.

48 yıllık hayatıma dönüp baktığımda “bitti” ya da “şimdi ne olacak “diye düşündüğüm, kendimi çok çaresiz ve yalnız hissettiğim olaylar yaşadım. Her umutsuzluğa kapıldığımda, çıkış yolu bulamadığımda bile tek yaptığım şey Allah’a dua etmek oldu. Ruh halimin böylesine umutsuz ve çaresiz dönemlerinde bile dualarım karşılıksız hiç kalmadı. Yine dipte olduğum, çok yalnız hissettiğim bir dönemde “Allah’ım içinde bulunduğum bu durumdan çıkmama vesile olabilecek, elimden tutup beni manevi anlamda düştüğüm bu boşluktan çıkarabilecek birini gönder” diye dua ettim. Aradan bir hafta gibi kısa bir süre bile geçmeden, sana da bu mektubu göndermeme vesile olan kişisel gelişim, dönüşüm, değişim ve farkındalık uzmanı hocam, yazar Bülent Gardiyanoğlu karşıma çıktı. Onunla farkındalık eğitimlerine başladım. Senin de böyle kendini yalnız hissettiğin, çözüm bulamadığın, ne yapacağını bilemediğin dönemler olabilir. En kötü, en çaresiz anlarında bile her ne olursa olsun, her ne yaşarsan yaşa, Allah’ın yolundan, doğruluktan, dürüstlükten ve adaletli davranmaktan asla ödün verme. Hayatında seni güldürebilen, mutlu eden şeyleri bul. Onlara sarıl.

Gelecek kaygısının tüm hayatını mahvetmesine müsaade etme. Tolstoy’unda dediği gibi sadece o güne odaklanıp o günde yaşayarak ruhunu ve bedenini özgürleştirebilirsin.

 

Yasemin DİKİCİ

                                                                                                                                

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!