Hayallerine Hayat Ver!

Dönüşüm yolunda hedeflere doğru devam ederken, umutlar farkında olmadan kişilere ya da eşyalara bağlanıyor. Yolun herhangi bir yerinde, desteğin aksaması ya da kesilmesi durumunda, beklentiler karşılanmadığı için zaman zaman hayal kırıklıkları oluşabiliyor. Yaratılışa uygun olmayan, akışı sabote eden halleri fark ederek olumlu yöne doğru dönüştürmemiz önemlidir.

Hayallerine Hayat Ver!

"Hayal kırıklığına uğradım!"

Bu ifadeyi kullanmış olan ya da kullanan birilerini mutlaka duyarız.

Peki, neden hayal kırıklığı yaşanıyor?

Bu sorunun yanıtına geçmeden evvel, hayal nedir, ne değildir? İşte buna bir yanıt arayalım.

Hayal; insanın yaratıcı (üretici) gücünü kullanmasına olanak tanıyan, ilahi lütuflardan sadece bir tanesidir. Kişileri harekete geçirmek suretiyle yaşam yolunda yürütür. Hayata bağlanma ve yaşam amacını bulma konusunda, insanları doğrudan veya dolaylı olarak destekler. Özünde var olan başlatma enerjisiyle, kişiyi mucizelere götürecek kapıları açabilir. Bu bakımdan hayallerin, hedeflerimize doğru itici bir kuvveti olduğunu söyleyebiliriz.

Kim bilir? Belki de bizi yaşama bağlayan, çocukluk hayallerimizdi…

Çocukların dünyasına baktığımızda, hayal kurmanın önemini ve gücünü net bir şekilde görebiliyoruz. Onlar, gün içinde oyun oynarken, eğlenirken, arkadaşlarıyla konuşurken, gezerken kısacası mümkün olan her an, her şekilde hayal kurabiliyorlar. Bununla birlikte çocuklar, belli bir vakte kadar anne, baba veya bir büyüğünden destek isterler. Hedefleri istikametinde gayret etmeleri ise her zaman takdire şayandır. Takdir edilme, onaylanma, başarı ve güven duygularının en saf ve en dengeli halini yaşamaları için büyüklerin vereceği destek önemlidir. Bu bağlamda, zikrettiğim duygulardan çocukluk dönemi içerisinde bir kısmını yaşayamayanların, yeteri kadar sevgi görmeyenlerin, takdir edilmeyenlerin yaşam yolundaki sınavları biraz zorlayıcı olabiliyor. Hayallerine ve hedeflerine sağlıkla, kolaylıkla kavuşanlar; aileleri ya da büyükleri tarafından desteklenmiş olanlardır, ne dersiniz?

Takdir edilme, onaylanma konusunun detaylı anlatımını, sonraki yazılarımda aktarmaya niyet ederek; şimdi gelelim ilk sorunun yanıtına:

Değerli dostlar, kuracağımız hayallerin merkezinde, öncelikle özümüze yaraşır bir hâl olmalıdır, işte burası önemli, buna odaklanmalıyız. Yüksek bilinç sahibinden insanlara lütfedilen aklı, düşünme ve hayal kurma yetisini nerede, nasıl ve ne için kullanıyoruz?

Dönüşüm yolunda hedeflere doğru devam ederken, umutlar farkında olmadan kişilere ya da eşyalara bağlanıyor. Yolun herhangi bir yerinde, desteğin aksaması ya da kesilmesi durumunda, beklentiler karşılanmadığı için zaman zaman hayal kırıklıkları oluşabiliyor. Yaratılışa uygun olmayan, akışı sabote eden halleri fark ederek olumlu yöne doğru dönüştürmemiz önemlidir.

Gerçek şu ki, umutları ve hayalleri var etme kudretinin, destekleme kuvvetinin tek sahibi, Allah’tır. O’na güvenmek; yönlendireceği sebepleri fark etmek anlamı taşır. Anne, baba, yakın arkadaşlar veya manevi alandan gelen destekleri doğru okumalı, bu şekilde ilerlemeye de gayret etmeliyiz. Anda var olana rıza gösterip kabule geçtiğimizde, geçmişteki üzüntülerle gelecekteki beklentiler arasında, korku ve endişe kalmayacak, dolayısıyla hayal kırıklıkları ortadan kalkacaktır. Hatta olumsuz duygular, kolaylıkla olumluya dönüşecektir.

Bireyselden bütünsel alana doğru bakabildiğimizde ana hedefin; sevgi ve hoşgörü diyarına adım atıp, huzura ulaşmak olduğunu görebileceğiz. Huzur, insanın yaratılışına kodlanmıştır. Bu sebeple her durumda akışta ve anda kalabilmeye niyet etmeliyiz. Huzura doğru duru bir görüşe sahip olabilmenin, hatta ferasetle (ileri görüşlülük) yürüyebilmenin sırrı da budur. 

Yaşama devam ederken, aslında biz ne istiyorsak o oluyor! Hedeflerimiz için gereken motivasyonu zihnimizde programlıyor ve devamında uygulamaya alıyoruz. Bugünkü farkındalıkla; kedimiz, ailemiz, toplum ve gezegen için niyetlerimizdeki güzellikleri arttırmalı, huzur için bireysel gayretimizi göstermeliyiz. 

Ufak bir hatırlatma!

“Huzur içinde olanlar, hayallerine hayat verenlerdir.”

Ne güzel ve yerinde bir söz söylemiş, Hz. Mevlâna;

"Dün akıllıydım, dünyayı değiştirmek istedim. Bugün bilgeyim, kendimi değiştirdim."

 

Sözün özü canlar…

Hayaller ve hedefler huzura doğru,

Gelenler ve gidenler huzura doğru,

Sen, her an sev ki asıl budur doğru,

İyi ki varsın, huzur senden sana doğru, 

Sağlıcakla, huzurla yola devam…

https://www.instagram.com/muhammet.gebes/

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!