Yüzyıl Sonraki Torunuma Mektup-94

Yıllar sonlar tekrar içimdeki ”Çocukla “buluşabildiğim, hatta çocuklarımın, çocuklarıyla da bu satırlar vasıtasıyla buluşulabildiğini deneyimlediğim !"Umut dolu" günler. Evet, bugünkü farkındalığımla biliyorum ki geçmişimle helalleşmek, iyilik için harcanan her emek, benim neslim, olan sizler de, bir gün vakti geldiğinde, filizlenecek, dal budak olacak ve çok tatlı meyveler, olarak "İnsanlığın bağrında ortaya çıkacak!".

Yüzyıl Sonraki Torunuma Mektup-94

Sevgili  torunlarım ,
Bu satırları sizlere, benim bugünlerimden, sizlerin o asırlarına sevgiyle yazıyorum!
Bu mektup, aslında bu Nineciğinizin, bir ödevi. Evet, yanlış duymadınız bir ödev!
“Bu nasıl bir ödevmiş? Dediğinizi duyar gibi oldum. Enteresan değil mi?” Bence; “Evet"
"Çok ilginç ve bir o  kadar da orijinal bir ödev!”
'Yani, anlayacağınız “,seve seve bu ödevimi hazırlıyorum!"
İtiraf etmeliyim ki böyle, güzel  bir hatırayı, sizlere bırakmak benim aklıma gelmezdi. Lakin hayat denilen üniversitede, sana öyle dersler veriliyor ki! Bunları anlayamadığınız da, takılı kaldığınız konuların, içinden bir türlü çıkamayacağınızı, düşündüğünüz bir zamanda! Karşınıza, “tam da sizin gibi hayatı deneyimlemiş,” güzel canlar çıkıyor.
İşte, bu ödev de, benim öyle güzel canlar la  buluştuğum, kendimi dönüştürerek, siz güzel neslime! “Temiz, arınmış, daha Nurlu, sevgi dolu ve huzurlu "bir soy" bıraka bilmek için "Kendime doğru" bir yolculuğa çıktığım, "Nefes21Akademi" de aldığım, farkındalık, derslerimden bir tanesi. Hatıra Bankamıza " daha doğmamış yavrularımıza da, hatıra olabilmesi  Niyetiyle, değerli Hocam; “Bülent Gardiyanoglu'nun" bizden istediği bir ricasıdır.
Böyle bir  mektubu yazmak fikri, bendenizi çok heyecanlandırdı!
Çünkü dünya gözüyle hiç göremeyeceğim, torunlarımla, bu satırlar vasıtasıyla konuşuyor ve görüyor edasıyla, sıcacık duygularla sizlerle, buluşuyor olmanın hissiyatıyla, kalbim“ pır pır” atıyor.
Niyet ediyorum, bu satırları okuyacak olan tüm güzel Canlarımın da Nineciğinizin, bu duygularıyla buluşuyor olabilmenize!
Bu satırları yazdığım şu günlerim, benim için hayatımın güzele doğru dönüştüğü, geleceğime umutla baktığım, sevginin neşesini içimde yeniden  hissettiğim çok güzel günler...
Yıllar sonlar tekrar içimdeki ”Çocukla “buluşabildiğim, hatta çocuklarımın, çocuklarıyla da bu satırlar vasıtasıyla buluşula bildiğini deneyimlediğim !"Umut dolu" günler. Evet, bugünkü farkındalığımla biliyorum ki  geçmişimle helalleşmek, iyilik için harcanan her emek, benim Neslim, olan  sizler de, bir gün  vakti geldiğinde, filizlenecek, dal budak olacak ve çok tatlı meyveler, olarak "İnsanlığın  bağrında ortaya çıkacak!".
İşte, bu düşüncelerin  güzelliği, Nineciginizin  bu günlerine, sevinç  kattığı gibi günler geldiğinde de "Toprağımı, aydınlatan, “Nurum olacaksınız!". Çok şükür!
Canımın içi yavrularım!
Ömür kısa, hayaller ise çok uzun tabir uygunsa; “Git git bitmez bir yol”.
Şunu öğrendim bu hayatta; “Eğer içindeki o küçük çocuk hep genç kalabilirse, hayaller, gerçeğe dönüşe biliyor!”
Bedenleri yaş alırken, gönülleri her daim çocuk kalabilen güzel gönüllü, Rabbime  yakın, olabilenlerden, kendimden başlayarak tüm Neslim için Niyet ediyorum.
Güzel canlarım!
Bu Nineciğiniz sizleri, görmeden çok seviyor. Bugün, Rabbimin emaneti dört tane evladım var, Çok şükür.
Bu hayattaki, en büyük özlemim, kökleri çok güçlü bir aile olabilmekmiş aslında;
Sırtımı, güvenle yaslayacağım, gölgesinde dinleneceğim, dallarında kurduğum salıncakta özgürce sallanacağım, üzerine konan kuşların cıvıltılarıyla ,"Sevinç sözcükleri” mırıldanacağım, kocaman Asırlık, bir Çınar gibi; “Aile olabilmek"
Ne güzel bir duygu böyle köklü bir aileye sahip olabilmek ya da böylesi bir aile için yollara çıkabilmek!
İşte, siz güzel neslim;
Bu satırları, böylesi güzel bir Çınar ağacının, dallarının gölgesinde okurken!
O heybetli ağacın, yaprakları   hışırtılarıyla sizlere bir şeyler fısıldıyor; Sus ve dinle!”
Mazinin dereleri akarken bir şeyler söylüyor; “Fark et, anla ve teşekkür et”.
Çünkü “Unutma!”
Atalarımızın, bize bırakacağı hiçbir “Metâ, Mülk ", “Bizlere bırakılacak, SEVGİ DOLU, Köklü bir aileden daha kıymetli, değildir!"
Bu samimi Niyetlerle;
Neslime yakışır bir "Ata olabilmek için bir adım attım".
Atalarım, bana böyle bir miras bırakamamış ola bilir “o zaman sen nesline ait olacakları bir ‘Ata Ocağı ol!' 'Niyetimle”yola çıktım, çok şükür.
O tarifini yaptığım Çınar ağacının, kendimden başlayarak tüm Neslime ve öylesine bir aileye, özlem duyan tüm canlar; dallarını, budaklarını gölge yapacak ağaç olabilmeye...
Kendimi, ait hissettiğim, “ocağım" diyeceğim sevgili köyümü en içten sevgilerimle kura bilmeye...
Sizlere yazılan bu mektubu, kurulmuş olan köyümüzün, büyük bir sofranın başında, hayatta olan tüm Neslimin, toplandığı, mutlu ve neşeli birliktelikler eşliğinde, okuduğunuzu hayal ediyor ve sizlerle birlikte o sofra tatlı tatlı çayımı yudumluyorken, kendimi görüyorum!
Bu güzel manzara karşısında; “Çok şükür. Bu  yolda yaşanan, her şeye değdi! “sözcükleri dökülüyor, dudaklarımdan.
Sizlere, bırakacağım bu emanetleri en içten hürmet duygularıyla sahip çıkacağınıza niyet ediyorum.
Vakti geldiğinde, hayat bulacak güçlü, sevgi dolu Neslime en içten niyetlerimle “;   Sevgiler, Selamlar" “Rabbime emanet olun, iyi varsınız!".
NİNECİĞİNİZ;
EBRU MISIRLI. 

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!