Yüzyıl Sonraki Torunuma Mektup-53

100 yıl sonra bu mektubu kimler okuyacak merak ediyorum...

Yüzyıl Sonraki Torunuma Mektup-53

Merhaba sevgili gelecekteki kuşağım, akrabalarım, çocuklarım, torunlarım, bu mektubu okuyan güzel insanlar;

Öncelikle Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Ben bu mektubu yazan Fatma (Kastarcı) Aktaş, 100 yıl sonra bu mektubu kimler okuyacak merak ediyorum. Biraz kendimden bahsedeyim. Ben 25 Temmuz 1969 yılında Samsun’da iki çocuklu bir ailenin küçük kızı olarak dünyaya gelmişim. Evliyim ve iki kız evladım var. Şu anda radyoloji teknikeri olarak görev yapmaktayım. Bu yoğun iş temposunda Ceyda Gebeş adlı arkadaşımın tavsiyesiyle Bülent Gardiyanoğlu hocamızın çalışmalarıyla tanıştım ve Nefes21 akademi eğitimlerine başladım.

Onlar sayesinde yeni bir farkındalık, yeni bir ben, yeni bir yeniden doğuş, kendimi sevmeyi, yaradılanları sevmeyi yaradandan ötürü, olaylarda bir sorun aramadan bana asıl anlatılanı bulmaya çalışarak çözüm yollarına ulaşmayı kazandım. Bu akademideki öğrendiklerimle başta kendimi sevmek sonra kendime değer vermeyi öğrendim, Allah yolunda Allah’a teslimiyetle her işimin güzellikler içinde hayrıma nasıl yansıdığını fark ettim. Bütüne gönderilen sevginin her kapının anahtarı olduğunu, iyilikle her şeyin çözümlenebileceğini, hayat akışımızın sabır, tevekkül, şükür ve sonrasında Allah’a teslimiyetle birlikte tam ve bütün olduğunu yaşamıma kattım. 

Bize göre şu an teknoloji çok ilerleyen bir noktada, 100 yıl sonrası için mektup yazılması istenmesi beni heyecanlandırdı. Çünkü bizim zamanımızda bile mektup kalmamışken 100 yıl sonraki yaşayacak neslimiz mektup nedir nasıl bir şeydir diye akıllarına gelebilir diye düşündüm. 

Sevgili canlar sizlere bu satırları yazarken aslında çok düşündüm ne yazarsam ne anlatırsam ilginizi çeker diye ama aklıma ilk gelenleri yazıyorum. Bu satırları yazan kim, bize ne anlatıyor diye aklınıza gelebilir. Bu satırlarla birlikte sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, doğallığı, Allah yolunda güzelliklerle dolu bütüne hizmetle yaşayabilmenizi size iletmeye çalışacağım. Birbirinize kin, nefret, öfke duymadan içsel sevgi gönderip huzur içinde olmanızı, kendi farkındalıklarınızı görebilmenizi isterim. 

100 yıl sonra şu an yaşayan hiç kimse bu dünyada olmayacak ve büyük çoğunluğumuz hatırlanmayacak. İşte bu yüzden hayatta neyi başarıp neyi başaramadığınız, ne giydiğiniz ne giymediğiniz, nerelerde gezdiğiniz o kadar da önemli değil. Önemli olan tek bir şey varsa o da dünyayı paylaştığın diğer canlıların hayatına ne kadar iyilik, mutluluk ve huzur yayabildiğindir. Ne kadar gülümsediğiniz ve ne kadar gülümsettiğiniz, sevdiğiniz ve sevildiğiniz, kalbinizdeki güzellikleri büyütebildiğiniz kadarsınızdır. Sizlere diyeceğim o ki Allah yolunda birbirinizi sevin, hataları affedip helalleşin, Allah katında doğru yolda olun, doğruluktan ve helalden uzaklaşmayın. 

Bize bu akademide farkındalıkla birlikte değerli hocalarımız sevmeyi, sevilmeyi, her şeye iyilikle bakıp düşünmeyi, Allah’a teslimiyetle birlikte bütün işlerimizin kolaylıkla ve sağlıkla olacağını öğrettiler. Hepsinden Allah razı olsun. Bu yaşta bu akademide eğitim almak çok güzel bir duygu. İş hayatı, ev hayatı ve bunlara ek olarak  akademide eğitim almak çok haz verici bir duygu. İyi ki buradayım ve bu fırsatla sizinleyim.

Size daha bir sürü şey anlatmak isterdim fakat sizi fazla yormak ve sıkmak istemem. Siz bu satırları okurken ben hayatta olmayacağım ama sizler beni bu satırları okuyarak tanımaya çalışacaksınız. Sizlere biraz olsun güzel duygular iletebildiysem ne mutlu bana. 

Size ayrılırken son olarak sevgi, hoşgörü ve huzur dolu, dopdolu bir hayat diliyorum. Allah’ın selamı ve bereketi yağmur gibi üzerinize yağsın, Allah’a emanet olun, sağlıcakla kalın. 

 

Fatma Aktaş

16.02.2022

Çarşamba 

 

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!