Yüzyıl Sonraki Torunuma Mektup- 35

Hatalarınız, kusurlarınız karşısında ümitsizliğe düşmeyin, pişman olun ve iyi şeyler yaparak gösterin Allahı ne kadar çok sevdiğinizi. Göreceksiniz içinizde kalbinizde , o size hiç küsmez hiçte bırakmaz. hayat çok penceresi olan bir dünya. O dünyaya hangi pencereden de bakacağınız sizin elinizde. Cennette buluşma dileklerimle.

Yüzyıl Sonraki Torunuma Mektup- 35

Sevgili torunlarım ben Rukiye nineniz,

Nasılsınız  iyi misiniz? Beni soracak olursanız bu günün şartlarıyla iyiyim Elhamdülillah,

Bu satırları size  yazarken çok mutlu çok huzurluyum,sizi hepinizi tek tek merak ediyorum. Benim şimdi ne güzel torunlarım vardır diye . Rabbim 3 erkek evlatları emanet etti bana  birbirinden  güzel......

Size kendimden bahsedeyim, siz de merak edersiniz bu nenenizi,

1987 yılında Yunanistan'da dünyaya gelmişim ailenin ilk çocuğuyum.

Ben daha bir yaşında bile değilken, Almanya'ya gelme kararı almıştır. Babam, öyle olunca amcamlar da dedemler de gelmişler ardından. Kalabalık bir ailenin içinde büyüdüm, biz 3 kardeştik bir kız bir oğlan kardeşim vardı sağolsunlar, 3 çocukta amcamlarda ve dedemler.

Büyük bahçesi olan kocaman  bir evde yaşıyorduk.

Okul hayatını seven başarılı bir çocuktum  kitap kokusuna mest olan, büyüyünce sağlıkçı olmayı hayal eden. Hayal kurmayı çok seven gülüşleri sokağın başından duyulan  neşeli bir kızdım.....

12 yaşıma gelene kadar  hayatım böyle geçti.

Bir gün babamın ani bir kararıyla yine Yunanistan'a döndük cümbür cemat......

Oraya 12 sene sonra ilk defa gitmiştim ve çok şaşırmıştım  hiç öyle hayal  etmemiştim YUNANISTANI.. Ben kiliseler çan sesleri beklerken küçük bir köye geldik ve herkes Türkce biliyor. Baş örtülü siyah çarşaflı kadınlar vardı .Daha önce hiç görmemiştim böyle kapalı kadınları. Ev de çok değişikti etrafı 4 duvarla kaplı bir havlu içinde 3 evi olan bahçesi olan elma agaçları kiraz ağaçları üzüm bağları olan kocaman bir konaktı... Sonradan da ögrendim ki köyde dedemin ismi Sefket Ağamis tarlalari olan köy sakinlerini çalıştıran varlıklı birisiymiş meğersem.

Ben etrafı şaşkın şaşkın seyrederken ilk defa canlı canlı ezan okunuyordu çocuklara sordum caminin nerde olduğunu, koşa koşa gittim hemen.

İlk defa cami gördüm  gerçekten, bizim gördüklerimiz hep televizyondandı canlı canlı görüyordum  ışıl ışıl lambalarını minaresini büyüleycidi.. Namaza giden yaşlılar gençler seyrettim bir süre, anlayacağınız ilk günüm rüya gibi geçti.

Bu esnada okul hayatımda bitmişti. Dedemler kızlar okumaz deyip benim eğitim hayatımı sonlandırdılar. Onlara göre kızlar evlenip yuva kurarlar çocuk sahibi olurlardı…

Okula gitmedim, eğitim hayatım  devam etmedi belki, ama ben öğrenmekten vaz geçmedim birsürü Almanca Türkçe kitaplar alıyordum şiirler yazıyordum... Dinimizle ilgili bir sürü kitap okudum…. dualar öğrendim ve Peygamberimizin hayatını okudum okudukça da daha cok sevdim. O günlerimde o çocuk yaşta yoldaşım Namazım ışığı güneşim  sevgili peygamberim olmuştu ….17 yaşına kadar böyle geçti günlerim, sonra evlenip yine Almanyaya gelin geldim.

Bu sefer gurbet olmuştu bana Almanya annem babam kardeşlerim yoktu,

anlayacağınız zor günler başlamıştı benim için fakat Alla ile aramdaki muhabbeti hiç kesmedim onunla hep bir muhabbet halinde oldum, zor giden bir evlilik fakat o günlerde bile bağzı geceler kalkıp konuştum hep rabbimle. Soruyordum rabbime neden allahim 17 yaşında bir çocuk  ne günah yapmış olabillirdim, yapmişsam bile yanlışlıkladır bilmedendir affet beni diye dualar ediyordum.

HZ İbrahim gibi gönlü açık kalbi iyi olan muhabbet ehli bir eş verebilirdin bana diye konuşurdum RABBİME. Bu zaman içinde Eray'ım ve Aydın'ım dünyaya geldi. Rabbim bana onları destek yolladı derken, çocuklarım da benimle beraber çektiler o zor günleri. Pes etmedim dualarıma devam ettim.

12 sene geçti öyle. Bir gün Rabbim öyle bir güç verdi ki boşanmaya karar verdim ve çocuklarımı daha iyi yetiştirmem lazımdı. Allah yolunda iman yolunda rabbime kulluk konusunda Peygamberimize layık bir ümmet olma yolunda çocuklarımla güzel bir hayat dileyip deyip yoluma devam ederken,

Dedeniz İbrahim çıktı karşıma...

Öyle güzel bir kalbi varki 7senedir evliyiz onunla dilerim bu dünyada da sonsuz ahiretimde de rabbimin cennetinde de dedeniz eşim olsun, ben ondan razıyım Allah'ta razı olsun Peygamberimize komşu olsun.

Ondan da Yasin'imi emanet etti bize rabbim.

Şimdi siz düşündünüz, bu kadar zor bir evlilikten sonra nasıl yine güvendin nasıl sevdin...

Ah benim güzel torunlarim kolay olmadı elbette, benim de korkularım acabalarım vardı.

Fakat Eray'ımla Aydın'ıma nasıl sahip çıkarak içten samimi duygularını görünce, yasinimden sonra da onlari hiç öz evlatlarından ayırmadığını görünce, bana olan sevgisini saygısını görünce bıraktım gerisini mevlaya … Allah isterse her şey olur dedim nasipten ötesi yok, teslim oldum rabbimden sonra onun aşkına.

Şimdi Allah yolunda ilerlemeye çalışan, birbirimize yardımcı olan çocuklar konusunda istisare edip  beraber kararlar aldığımız. Onları camiye götürmekte özen gösterdigimiz kuran dersleri aldıran küçük mutlu bir aileyiz arada sorunlarda dertlerde kederlerde olucak tabii. Bu dünyanin yalan olduğunu unutmadan yaşarsan, neden niçin dünyaya geldik sorusunu sorup, bilirsen gerisi kolay gelir…..Bizim tek derdimiz artık çocuklarımizı nasıl Rabbimin yolunda Peygamberimize güzel bir ümmet nesil yetistire biliriz….Sizde torunlarım bilirimki bu mektup bir gün elinize geçer. 100 sene sonra dünya ne halde olursa olsun teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin dünya ne kadar gelişirse gelişsin bilinki sonsuz değil sonsuz olan ahiretiniz icin çabalayın bu yalan dünyada...Yanlış anlamayın ben teknolojiden geri kalın demiyorum.

Benim hayatımda da  internet aktif olarak bir 15 senedir var olmaya da devam edecek gibi. Corona nedeniyle  daha bir aktif kulandık; Bin şükür ki internet sayesinde çocuklarımız eğitimlerini kuran derslerine online devam ettiler. İletişim kurduk sevdiklerimizle.

Sahi ben size Corona'dan bahsetmedim değil mi. Canım torunlarım  dünya bu dönemde zor günlerden hatta senelerden geçiyor; Corona diye bir hastalık çıktı son iki üç senedir çok kişinin ölümüne sebep olsa da hafifçe atlatan şanslı kullar da vardı rabbimin, tabi neye göre şanslısın ölen mi  kalan mı, onu da bi rtek rabbim bilir ya o da ayrı bir konu. Ben bu konuya Allah'ın bir mesajı olarak ahir zamandayız gençlerimiz ibadette zorluk inançta eksik R.abbimi sorgular bir durumda oldular  

Güzel torunlarım benim siz allaha inancinizla Hz peygamberimize çok seven ümmeti olun. Bu yolda Kuran-ı erim  ışığınız yol göstereniz;  Sevgili peygamberimiz  yoldaşınız olsun. Allah'a giden yolda şaşmayın. Umudunuzu ne olursa olsun  kaybetmeyin.

Duha suresi 3

(Rabbin seni hiç bırakmadı ve darılmadı) bu sureyi hiç unutmayın.

Allah ne yaparsanız yapın küsmez size asla silmez kuluk listesinden. Hatalarınız ,kusurlarınız karşısında ümitsizliğe düşmeyin, pişman olun ve iyi şeyler yaparak gösterin. Allah ne kadar çok sevdiğinizi göreceksiniz içinizde kalbinizde, o size hiç küsmez hiçte bırakmaz. 

Hayat çok penceresi olan bir dünya o dünyaya hangi pencereden de bakıcağınız sizin elinizde. Cennete buluşma dileklerimle

Nineniz Rukiye Yalçın

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!