Sormaktan Çekindiklerimiz

Sormak istiyorum Yaşamın boyunca nelere “Hayır” diyemediğin için kocaman bir mutsuzluğun içine gömülerek dipleri gördün? Peki ya o diplerden çıkışın yeniden “Merhaba” deyişin nasıldı? Hangi aşamaların süreçlerin doruklarında takıldın? İçinden serzenişlere dokunarak ardın sıra çıkış merdivenlerine doğru yürüyebildin cesurca. Kimlere danışmadan kendi hayatının kararlarını alabildin tek başına?

Sormaktan Çekindiklerimiz

Sormak istiyorum Yaşamın boyunca nelere “Hayır” diyemediğin için kocaman bir mutsuzluğun içine gömülerek dipleri gördün? Peki ya o diplerden çıkışın yeniden “Merhaba” deyişin nasıldı? Hangi aşamaların süreçlerin doruklarında takıldın? İçinden serzenişlere dokunarak ardın sıra çıkış merdivenlerine doğru yürüyebildin cesurca. Kimlere danışmadan kendi hayatının kararlarını alabildin tek başına? Aldırış etmeksizin çevrendekilere içinden geldiği gibi özgürleştin o ağır gelen taşıdığın sırtındaki yüklerinden?

Tekrar çocuklaşabildin mi yeniden masumca? Bir oyuncağın tadını en son ne zaman çıkarabildin sınırsızca? Kendine has bol köpüklü bir kahve yapıp keyifle içtin yaslanarak arkana? Koşuşturmacaların hızını bir kenara atıp zamanı ne zaman yavaşa aldın? Bir dakikalık nefesin güzelliğini tüm bedenine baştan aşağı en son ne zaman yaşatabildin? Hiç çıkarsız, hiç beklentisiz, hiç menfaatsiz, hiç yargısız, hiç yorumsuz içten samimi yürek çiğinle kaç kişinin hayatına yolculuk ettin? Hiç tanımadığın birinin gözlerinin içine bakarak” seni anlamaya çalışıyorum, sana nasıl yardımcı olabilirim, senin için ne yapabilirim ”sorularıyla sorunlarına çözüm sinyallerini yollayabildin?

Kaç kez anılarına takılmaksızın geçmişin yaralarını iyileştirip, geleceğine bilmeksizin sükûtla yol aldın? Her yeni doğan günün sana 24 saatin dışında bir saat daha armağan ettiğini görseydin şimdi yapamadığın yapamadığın neyi farklı yapmayı planlardın? Kaç kez doyasıya ağladın mutluluktan çatlarcasına, peki ya kaç kere gözyaşların kanarcasına acıların arkasına gizlenip boğuldun hıçkırıklara? Hayatında hiç bitmemesini istediğin anında nasıl davrandın kendine? Ya çok sinirlenip kızdığında birilerine “Eyvallah” ile geçtin ilerledin bir adım öteye? Hangi özel günlerini kutlayarak anılarına güzellikleri yerleştirdin sere serpe? Ya şöyle uzun bir tatile çıksaydın yanına alacağın 3 önemli şey neler olurdu mesela?

Dilinle kalbini bağdaştırıp yüreğinin sesiyle veryansın ettin kaç kere özgürce sine? Düştüğün her sıkıntının penceresinden tekrar nasıl doğruldun yine yeniden sessizce? Herkes seni terk ettiğinde, ailen, dostların, arkadaşların, yoldaşların, kankanların, hiç kimsecikler yanında olmadığında bir başına yalnızlığınla kaldığında sendeki neyi dönüştürürdün, ne öğrenirdin bu senaryoda? Hadi şimdi karar ver değişim için yepyeni bir başlangıca hazır mısın acaba? Her ne olursa olsun elinden gelen her şeyi yaptın mı yaşantında?

Sormak istiyorum  o halde!

Şimdi değilse ne zaman?

Sen değilsen kim?

Yeni senin dünden güzel yarından daha iyi olabilmesi için neler yapabilirsin?

 

Ahh ne çok isterim sadece sorular sorduğumuz bir işleyen sistemimiz olsun zihnimizde. Sordukça gelen cevapların eşliğinde yön versin neşemize. En doğru cevabı veren değil en doğru soruyu soran modellemeler çoğalsa yeni nesillerde. Cevaplarını aradığımız sorular değil sorularını eşleştirdiğimiz cevaplar yön verse. Eminim o zaman kimsenin gelecek endişesi, korkusu, kaygısı da olmazdı şimdilerde. Soru sorma kapasitesi artmış bir beyin nereye giderse gitsin yaşamı bulacağını çok iyi bilir. Oysa hep çocukluğumuzdan beri susturulduk sessizce bir köşelerde. Yetmedi mi saklandığın bir köşelerde? E hadi geç eyleme en kötü ne olabilir ki sence?  
Sigmund Freud bak ne demiş bu konuda;
Siz cevaplar bulmaya çalışıyorsunuz, biz ise daha çok sorular sormak niyetindeyiz.

Hayriye Çalışkan Acar

Profesyonel Koç

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!