SEN NE İSTEDİN?

Kalbinde O'nun ışığı var. Sen O'nun hayalisin.

SEN NE İSTEDİN?

Kafam karışıktı.
Bana en iyi gelen yere geldim.
Anlamak için yardımına ihtiyacım vardı çünkü.
Kapının önündeyim.
Kapıyı çaldım.
Açtı.
Dünyamı aydınlatan ışığı ile bana gülümsedi.
Ahh ne kadar da emindi kendinden!
Ne kadar da sevgi doluydu, benim gibi koşullu olanından değil, koşulsuz olanından hem de.
Ona gelmek ne güzeldi!
Kafan karışık olsa bile.
-Hoş geldin! Gelsene içeriye niye öyle şaşkın şaşkın bakıyorsun?
-Bilmeme rağmen her sefer hayret ediyorum ışığına, eminliğine.
-Gel hadi gel, o senden yansıyandır, gel!
-Değil ama neyse geldim. Konuşacaklarım var seninle, kafam karışık biraz?
-Tamam konuşalım kafa karışmadan durulur mu? Şöyle geç rahat rahat yayıl.
Geçtim içeriye, huzura doğru yayılıverdim. Buradaki huzur hiçbir yerde yoktu çünkü. Nasıl bir yerdi burası?
-Özümsün! Bugün Kuran okurken bir ayet okudum, onun üzerine düşünüyorum.
-Hangi ayet oku bana İpek!
-İbrahim suresi 34.ayet:
“Allah gerekli görüp istediğiniz her ne ise onu size verdi. Bu verilenlerin dışında Allah’ın nimetlerini
saymakla bitiremezsiniz.”
Okudum ve düşünmeye başladım.
Yani yaşadığım her şey, iyisiyle kötüsüyle benim istediğim miydi?
Çünkü pek çok şey yaşadım, beni zorlayan bazen de mutsuz eden.
Bunları ben mi istedim?
Neden böyle şeyler isteyim ki?
Kim zorlanmak ister, kim mutsuz olmak ister, kim darda yaşamak ister ki Özümsün?
-Anlıyorum seni. Bugüne kadar istediğin şeyleri bilinçli mi istedin peki?
-Bilinçli istemek ne demek?

-Bir örnek vereyim. Örneğin sen bir ev istiyorsun diyelim.
-İsterim isterim bahçesi de olsun.
-Tamamm bahçeli bir ev istiyorsun diyelim.
Uygun kelimelerinle istedin daha da güzeli niyet ettin diyelim, şöyle olsun böyle olsun diye.
Peki dilinin istediğine, yüreğin destek verdi mi?
-Vermedi.
-Niyetini ettin! Neden destek vermedi yüreğin?
-Çünkü hemen kaygı duymaya başladım. Hayat pahalı, hayat zor, ben nasıl alayım, beni kim destekler diye düşünmeye başladım.
-Yani yüreğin inanmadı değil mi?
-Evet inanmadı. Gerçekçi gelmedi yani.
-Peki İpek, inanmadığın şey nasıl gerçek olsun?
Yani sen şimdi istediğini, niyetini desteklemedin.
Havada kaldı isteğin.
Bir cümleden ibaret kaldı ev hayalin.
Uçtu gitti.
Sen kendine inanmadın İpek!
Allah sana nasıl inansın?
O hayal nasıl gerçek olsun?
-Ama!
-Hayır İpek! Bana ama ile başlayan cümle kurma.
İstediğin şey helalse, hakkında hayırlı olanı istiyorsan, hayaline, niyetine inanmak zorundasın.
Kimden istediğini, İstediğinin gücünü idrak etmek zorundasın.
Yani emin olman gerekiyor O’ndan.
O hayali tutman gerekiyor.
Kaygıyla değil ümitle, gayretle beslemen gerekiyor o hayali.
Hayallerini başı boş bırakamazsın.
Şimdinde emek vermek zorundasın o hayaline.
Her şey emek ister İpek, hayaller bile.
Bir de, o hayali hangi kelimelerinle destekledin?
O hayalle ilgili niyetin üzerine zor, imkansız gibi olumsuz kelimeler kulandın mı?

Kelimelerin gücü ile ilgili ben de sana İbrahim Suresi 24-26.ayetleri okuyayım o vakit:
“Ya Muhammed! Allah’ın şu örneğini iyice bir düşün:
Olumlu ameller ile güzel ve hoş bir söz, kökü sağlam, dalları göğe doğru uzanmış, görkemli bir ağaç gibidir.
Ki o ağaç, Rabbinin izniyle/O’nun kurallarına göre her mevsim meyveleri bol bol verir.
İşte Allah, insanlara böyle örnekler veriyor ki, insanlar düşünsünler, ders çıkarsınlar ve yaşamlarında yararlansınlar.
Buna karşın çirkin bir sözün örneği de, kökü çürümüş, dalları kurumuş, dokunsan yıkılacak çürük bir ağaç gibidir.”
Şimdi!
Ev ile ilgili niyetini, hayalini bir fidan olarak diktin, kendi toprağına.
O toprak temiz miydi?
Peki o fidanı hangi kelimelerinle besliyorsun?
Hangi inançlarınla suluyorsun o fidanı, dikkat ettin mi?
Olumsuz her bir kelime ve duygunla beraber kestin o fidanın köklerini, dallarını bir bir.
Daha büyümeden kurudu hayalin İpek!
Seni buraya getiren kafa karışıklığına dönecek olursak bugüne kadar Allah’tan bilinçli olarak ne istedin ya da sana verdiği sınavlara nasıl karşılık verdin?
İsteğini, niyetini olumlu davranış ve kelimelerinle mi besledin yoksa olumsuz kelimelerinle mi besledin?
Hangi duyguyla suladın hayalini kaygıyla mı ümitle mi?
Ya da anlattığın kişinin, olumsuz kelimelerine, yorumlarına, duygularına inanıp vaz mı geçtin hayalinden?
Yani İpek bugüne kadar pek çok şey yaşadın iyi kötü.
Pek çoğu sendeki olumsuzluklardan beslenerek, bilinçsiz olarak gerçekleştirdiğin yaratımlarındı.
-Ahh Özümsün!
-Ah ya! Sen ne istediysen onu aldın İpek.
İlaveten pek çok nimet de verildi sana.
Şimdi hiç konuşmadan git, düşün.
Sonra gel yine konuşuruz.
İpek!
Kalbinde O’nun ışığı var.
Sen O’nun hayalisin.

Kelimelerin sana verilen sihirdir.
İnancın da en büyük gücündür.
Haydi güle güle git, şaşkın şaşkın bakıp beni de güldürüyorsun.
Ben buradayım hep senin yanındayım.
Yüreğindeyim unutma!
ELİF YERSEL

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!