Şah Mıydım Yoksa Mat Mı?

Vicdanıma sessiz sessiz sorduğum her soru, kilometrelerce uzaktan dökülüyordu dile ekranda konuşan bendim sanki.

Şah Mıydım Yoksa Mat Mı?

Nefes21 Akademi farkındalık sohbetlerinden birinde  sevgili Bülent Gardiyanoğlu hocamızı dinlerken birden 15 yıldır sürekli kendimde sorguladığım bir durum “şimdi size ödev” denilerek avucuma kondu.

Ben bu ödevin içeriğini,  kendimi bildim bileli sormuştum “kendime” belki de binlerce kez… Kafamı meşgul eden ender konulardan biriydi hele de anne olduktan sonra ve dahası ikinci evlatla birlikte iyice açığa çıkmıştı. Gün içinde farkında olarak ya da olmayarak defalarca yoklardı yüreğimi, vicdanımı…

“Ev ahalisini severken dengeli mi seviyorsun?” dedi hocam… yani; eşit mi seviyorsun yoksa birini fazla diğerini az mı seviyorsun ve bunu da karşındakine hissettiriyor musun? Kendinizi gözlemlemenizi istiyorum! diye devam etti.

"Çocukların arasında ayırım yapıyor musun? Birine şefkatli ve anlayışlı davranırken diğerine da aynı mısın?"

Vicdanıma sessiz sessiz sorduğum her soru kilometrelerce uzaktan dökülüyordu dile ekranda konuşan bendim sanki.

Evliliğin ilk zamanlarında böyle bir soru olmuyor insanın aklında gün bitiminde Z raporunu alırken. Anne olunca başlıyor sorular, çocuğumla yeterince ilgilendim mi? Öz bakımını yaptım karnını doyurdum da yüreğini doyurabildim mi? Gelişimine destek olurken doğru adımı atabildim mi? Sonra diğerine atlıyor yürek eşimle yeterince ilgilenebildim mi? Bir şey söyleyecek gibi oldu çocuğa bakarken onu es geçtim. Sonra geri döndüm ama …. Diye devam ediyor çoğunlukla vicdanın sesi, çok da yorulmuşsan belki de vesvesenin sesi …

Dengedeyiz inşallah… ve asıl olay ikinci çocuğun doğumu ile başlıyor… küçükle ilgilenirken büyük ilgisiz mi kaldı? Büyük bir şey anlatacakken küçük ağlayınca yarım bıraktı, anlatamadı. O yemeğini çok güzel yedi de diğeri yemedi vs… en çok aklını kurcalayan soru ise biri çok neşeliydi öteki niyeyse durgun… Oysa ki sayılı saatlerin var uyumak için vicdan muhasebesi yapmanın sırası mı? Tam sırası...O vicdan rahat etmeden o uyku uyunmuyor canlar. Çocuklar arasında dengede olduğuna inandıktan sonra ise eşinle muhaseben başlıyor. Uyuduğu sırada dürtmeye başlıyorsun “canım sen bugün şurada şöyle dedin de, aklıma takıldı bir şey mi oldu?” ilgilenemedim de… orayla da muhasebe kayıtları tutarlıysa, mutabık olduğuna kanaat getirince dönüyorsun “Yaradana” bu gün senin için ancak şunları yapabildim, ancak şöyle andım, ancak şöyle hissettim lakin hep sevdim hep güvendim.. Tüm hesapları kontrol ettikten sonra kendine layık gördüğün uykuya geçiyorsun…

Bu şekilde yaşanılan yıllardan sonra kararım verilen ödevin cevabını bu sefer ben vermeyeceğim evdekiler verecek oldu. Çeşitli hisler ve düşüncelerle büyük oğluma gittim gözlerinin içine bakarak “sence bu evde en çok kimi seviyorum?” dedim. Cevabı tedirgin beklediğimi fark ettim. Orada beni tedirgin eden yüzlerce düşünce vardı öyle mi böylemi diye tarttığım, neyse ki;

“Tabi ki beni” dedi. Derin bir ohh çektim içimden, kimse duymadı hatta ben bile…öptüm alnından sonra ufaklığın yanına gittim ona da aynı soruyu sordum:  Sence bu evde en çok kimi seviyorum diye…

Sessiz sessiz “diğerleri duymasın ama beni seviyorsun” dedi. Ohhh dedim şükürler olsun iki kale de bende. Dengede duruyorlar. Vezir ne alemdeydi diye düşünerek yanına gittim ve dedim ki "bu soruya ne hissediyorsan bilinci karıştırmadan cevap ver. Sence bu evde en çok kimi seviyorum?"

“ilginç bir şekilde beni seviyorsun” dedi. Vezir de bendeydi. Şükrettim hem de çok içten şükrettim. Değişik olasılıklarla cevaplar almam mümkündü. Belki tartışma bile çıkabilirdi evde..       Dengedeydik … hem de hediye gibi bir denge.

Sonra ilerleyen saatlerde döndüm rabbime dedim ki “Rabbim sen de en çok beni seviyorsun biliyorum ve bunun için şanına yaraşır şükürler olsun.” Çünkü asıl denge merkezi her şeyin yaratıcısı Allahımdı.

Şah mı oldum mat mı, bunu son nefese kadar bilemeyiz. Oldum diyemeyiz. Olamadım da diyemeyiz. Kim oldu onu da bilemeyiz. Bununla birlikte niyet, denge için oluşturulup, adaletli olmak, o yüce kalpleri kırmamak, sevmek, saymak, güven vermek, güvenmek olunca farkındalığında bir sohbet ödeviyle yeni bir açılım oluşuyor. Satranç masasında güvende olan şahın pozisyonunu gözlemlemeye devam diyoruz..

Emine Atilla

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!