Maskeli Yazar

Hikaye bu ya...

Maskeli Yazar
Hikayelerle büyüdük her birimiz.
“Hikaye bu ya “ diye başlayan hikayeler…
Meğer en güzel hikayeyi kendimiz yazıyormuşuz bilmeden…
En güzel hikaye mi?
Sorunuzu duyar gibiyim.
Evet en güzel hikaye senin hikayen!
Benim hikayem!
Hikaye bu ya diyerek başlayalım mı bizde?
Anlatılan hikayelerden farkı, yaşamdan gerçek kesitler barındırması, olayların insan üzerindeki izleride diyebiliriz.
 Şöyle bir geçmişe baktığımızda hiç bir şey yaşamamışız gibi ancak derinlere indiğimizde fark ediyoruz ki çok şey yaşamışız ve yaşanan her şey bizim hikayemizin bir parçası olmuş.
Güzel yaşanmışlıkların yanında ne çok biriktirmişiz, ne çok yük yüklemişiz sırtımıza…
Bir gün o yükün ağırlığı altında ezileceğimizi düşünmeden!
Neden bu kadar yük?
Düşünmeye başladığında çeşit çeşit maskelerin varlığını fark ediyoruz.
Hepsinide öyle ustaca kullanmışız ki yıllarca, varlığını unutmuşuz…
Mesela istemediğin bir durum karşısında,
“sessiz kalma maskesi.”
Bir toplulukta düşünceni belirtmek istediğinde öğrenilmişliklerin devreye girmesi sonucu oluşan (teknik; kaş, göz, ağız birliğiyle ebeveyn usulü susturulma ) “sus maskesi.”
Aman kırılmasın, aman üzülmesin, aman yanlış anlamasın şeklindeki düşüncelerinin sonucu sığındığın “hayır diyememe maskesi.”
Korkuların, kaygıların sonucu taktığın maskeler…
Korkuların maskeleri nasıl ifade edilir?
Çeşit çeşit!
Kaybetme, suçlanma, eleştirilme, küçük düşme, düşürülme…
Meğer ne çok maskenin ardına sığınmışız!
Sığınmayı birde doğru kabul etmişiz…
Doğru kime göre?
Neye göre?
Sorgulamadan!
Farketmeden…
Farketmenin acısını iliklerine kadar hissetme vaktinin bir gün gelip çatacağını düşünmeden!
Birikmişliğin, öğrenilmişliğin sonuçlarını, sana kattıklarını farketmenin acısıyla yaşadığın o iç çatışman!
İç çatışmanın yanı sıra ödül olarak huzurun ikramıyla içinin şenlenmesi…
Çünkü biliyorsun herkese nasip olmuyor. Farkına varma; fark edenlerin yorumuyla kimileri için geç, kimileri için erken hatta şans meselesi!
Ya da nasip meselesi…
İster şans ister nasip olarak nitelendirelim, hikayenin geri kalan kısmını yönetebilmen için fırsat olduğu gerçek!
Sonra bir soru daha geliyor akla olan oldu, yaşanan yaşandı peki şimdi ne yapabilirim?
İlk adımı şükretmekle atmalıyız. Yaşadığımız her şey için şükrederek…
Sonra ki adımlar kabullenme, affetme ve kendi değerini bilme.
Affedemediğin her insanın sana bir yük olduğunuda farketmek ve affetmek seni bir adım sonrası için hazırlıyor.
Çünkü yüreğin o yükü haketmiyor.
Kabullenme ve affetme aşamasını kolaylıkla atlatıp maskelerden özgürleştiğimiz o anı düşünmek bile gülümsetiyor insanı.
Çünkü değerini anlamaya başladın.
Ruhun için bir şeyler yapmaya başladın.
Ruhunun yavaş yavaş özgürleştiğini artık hissetmeye başladın.
Çünkü özgürlük; kendin olabilmektir.
Tüm maskelerine elveda diyebilmektir.
Özgürlüğümüz, taktığımız tüm maskelerin yönetimini devraldımızda başlayacak.
Özgürlüğünü eline alma vaktin gelmedi mi?
Hikayenin baş kahramanı olarak hikayene sahip çıkma vaktin gelmedi mi?
Hikaye sen, baş kahraman sen, yazan sen, çizen sen, noktayı koyan da sen!  

Hadi!

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!