Her Şey Hakikatı Görmekle Başlar Kitabından İlüzyon ve Subliminal Mesajlar bölümü

Her Şey Hakikatı Görmekle Başlar Kitabından İlüzyon ve Subliminal Mesajlar bölümü

BÜYÜK BİR İLLÜZYONUN İÇİNDEYİZ

Bir odayı dağıtmadan toparlayamazsınız. Hayatınızı

değiştirememenizin nedeni, kurmuş olduğunuz düzendir.

Hakikat benim için çok önemli. Uykuda gelip uykuda

gitmek büyük ziyandır. Fakat hakikati bulmanız da kolay

değil çünkü üstünüzde örtü var. Bu örtüyü siz koymadınız.

Kim mi koydu?

Anlatayım...

Mesela çiftçi olduğunuzu düşünün. Güzel bir çiftliğiniz

var, tavuklarınız, büyükbaş hayvanlarınız var. Bu hayvanların

her birinin insanlar gibi aklı olduğunu düşünün.

İneğiniz yanınıza gelip, “Kusura bakma, benim sosyal

haklarım var... Etimden yararlanamazsın, bir tek sütümden

yararlanabilirsin... O da cumartesi pazar hariç...”

diyor. Sonra tavuğunuz size gelip, “Ben de AB vatandaşıyım,

benim de haklarım var, yumurtamdan şu şartlarla

yararlanabilirsin...” diyerek hakkını arıyor.

Gördüğünüz gibi besin zinciriniz akıllandığında artık

onlardan faydalanamazsınız. Demek ki aklı olan besin

zinciri, bir başkasına yem olmaz.

Bizler de bir nevi besin zinciriyiz. Dünyayı yöneten

büyük bir sistem var. Biz dünyaya gelmeden önce kurulmuş bir sistem. Bu sistemi kimin yönettiğini bulamazsınız. Nasıl sonlandıracağınızı da... Sistem insanların akıllanmasını, soru sormasını, bilinçli ve farkındalıklı olmasını istemez. Bu sisteme negatif varlıklar da yardım ederek insanların her zaman korku frekansında kalmaları sağlanıyor. Korku negatif varlıkları ve sistemi besler. Savaşlar, terörizm, ekonomik krizlerle insanlara sanal bir gelecek korkusu ve endişe yükleniyor. Korkularınız, sizi beş duyunuza hapseder ve hakikate ulaşamazsınız.

Bunlar bir illüzyon... En büyük illüzyon ise daha iyisinin olduğunu düşünüp elimizdekilerden soğumamız ve sürekli yenilerini satın almaya odaklanmamız. Rekabet, hırs, ticari hedefler, lüks yaşamlar sürekli bilinçaltımıza empoze edilerek özendiriliyor. Farkında olmadan bir yarışa ve rekabete sürükleniyoruz.

Telefonumuz, kıyafetimiz, arabamız, işimiz, imkânlarımız ihtiyacımıza yönelik değil, başkalarınınkinden daha iyisi olmasına yönelik...

Bize hakikat dışında birçok masal uyduruluyor. Ne düşünmemiz gerektiği zihinlerimize planlı bir şekilde sokuluyor. Biz de yaşamamız gereken hakikati yaşayamadan sistemi enerjimizle destekleyerek yok olup gidiyoruz... Ziyanda bir yaşam...

İnsanoğlunun birçok konuda uykuda olması gerekiyor ki tüketmeye devam etsin. Satın almaya ve satın aldığından usanmaya devam etsin. Sistemi desteklesin. Paranızla ve emeğinizle size sürekli tatmin olma duygusu satılır ama kısa süreli bir tatmin... Satışın devam etmesi için, sizin de tüketime devam etmeniz gerekir. Bu nedenle her yıl her ürünün modeli yenilenir, her dönem moda yaratılır... Numaralarla yönlendirilirsiniz. Onlardaki model 5 ise sizdekinin 6 olması özendirilir. Bir süre kendinizi önde hissedersiniz.

“Aldığın arabanın düğmelerinin tamamını kullanabiliyor musun? Ya da çamaşır makinesindeki veya cep telefonundaki bütün düğmeleri bütün fonksiyonları biliyor musun?” diye soruyorum bazen insanlara...

Üniversitede Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümünü okurken, çok değerli hocalarımız bize her zaman şunu söylerlerdi: “Kullanmayacağınız bir düğmeye para vermeyin...”

Biz her şeyin hep düğmesi fazla olsun istiyoruz. Oysa birçok düğmeyi hiç kullanmıyoruz. Hatta ne işe yaradığını bile bilmiyoruz...

Bize sahip olduğumuz emanetlerimize şükretmeyi unutturmaya çalışıyorlar. Kim olduklarını ve amaçlarını bulmaya çalışmadan önce, siz şükretmeyi yeniden hatırlamayı seçin.

SUBLİMİNAL MESAJLAR

Sizin niyetiniz iyi bile olsa, dışarıdan gelen etkilere

karşı sürekli kendinizi güçlü tutmazsanız, birileri bundan

istifade eder. Sizi etki altında bırakmak için her türlü yol

denenir.

Kendiniz ve ailenizin farkındalığını artırdığınızda, bir

film ya da çizgi film izlediğinizde eskiden göremediğiniz

mesajları görmeye başlarsınız. İlk başlarda anlaşılmasa da

ansızın bir filmde simgeleri görmeye başlarsınız. Bilinçaltınızın

her zaman yakaladığı mesajları, bilinçli zihniniz de

zaman içerisinde görmeye başlar.

Subliminal mesajlar genellikle bilinçaltımızın oldukça

ilgisini çeken iki büyük unsur ile çalışır. Doğum (cinsellik)

ve ölüm.

Herhangi bir görselin veya ses objesinin içinde gizli bir

cinsellik ya da ölüm objesi olsun, bilinçaltınız anında fark

eder ve oraya büyük bir merakla saplanır kalırsınız.

Bir şey sizi bir anda yüksek bir dikkatle içine alıyorsa,

biraz dikkatli olun. Bilinçli zihninizin göremediği lakin

bilinçaltınızın tuzağa düştüğü bir durum olabilir.

Evde işlerimizi rahat yapalım diye çocuklarımızı çizgi

filmlerin başına oturturuz. Ne yazık ki çizgi filmlerde subliminal

mesajlar için bu iki öğe kullanılıyor. Dikkat edin!

Çocuğunuzun davranışları zaman içerisinde sizin anlam

veremediğiniz şekilde değişmeye başladıysa, çocuğunuz

bu mesajların etkisine girmiş olabilir.

Bazı reklamlarda, bill bortlarda, müzik kliplerinde subliminal

mesajlar kullanılır. Bazı büyük marketlere diş fırçası

almak için girersiniz, diş fırçası dışında ne varsa alır

çıkarsınız. Aldıklarınızın çoğu da gereksiz şeylerdir. Eve

geldiğinizde diş fırçası almayı unuttuğunuzu fark edersiniz.

Genelde bu durumları farkına varmadan yapıyoruz.

Bu konuda ilginç bir örnek vardır. Bir şirket için tanıtım

işlerini yapacak firma bulmak üzere ihale açılır. İki

firma başvurur. Onları şehrin belli bir noktasından alıp,

sözleşmenin imzalanacağı şirket merkezine götürürler.

Orada her iki firmanın tasarımcılarını ayrı odalara koyup,

örnek bir çalışma yapmalarını rica ederler.

Bir süre sonra her iki tasarımcı da hazırladıkları tanıtımla

tekrar görüşme odasına davet edilir ve şaşkınlık yaşanır.

Her iki tasarımcı da aynı tanıtımı hazırlamıştır.

Peki, bu nasıl oldu? Onu da deneyi yapanlar açıklar:

“Biz size oyun oynadık. Sizi aldığımız noktadan itibaren

yol üstündeki dükkânların camlarına küçük ilanlar ve

grafikler koyduk. Siz onları görmediniz ama bilinçaltınız

onları gördü. Buraya ulaştığınızda size ne yapacağınızı

çoktan söylemiştik...”

Dikkatli olmanız gereken detay bu... Alışverişe ya da

başka bir yere gittiğinizde, hissettiğiniz duygular size ait

olanlar mı yoksa zihninize ekilenler mi?

Neyin nasıl ve ne zaman zihnimize ekildiğini bulmaya

çalışmayın. Bu çabanız samanlıkta iğne aramaya benzer.

Önemli olan kendimizi tanımak ve herhangi bir ortamda değişen duygu hallerimizin farkına varıp, gerektiğinde frene basabilmeyi öğrenmek. Bu da iradeyle gerçekleşir. İradenin güçlenmesi için de Allah’a gönülden ibadet etmek gerekiyor.

Subliminal mesajlar dışında bazı durumlar daha var. Etrafımızdaki insanların düşüncelerinin bizim zihnimizdeki yansımaları. Onların düşüncesi öyle derin ve içten oluyor ki, bunu kendi düşünce ya da duygularımızmış gibi hissedebiliyoruz. Bu konuyla ilgili bizzat kendi gerçekleştirdiğim binlerce bireysel seans ve görüşmelerimdeki sohbetlerde gözlemlediğim olaylardan aktarmak istiyorum.

Mesela karşınızdaki kişi sizi o kadar çok sever ki, siz mi onu seviyorsunuz, o mu sizi seviyor, sinyaller bazen karışır... Yani karşınızdaki kişinin sevgisi kendini aşar ve sizin varlığınız içerisinde de var olmaya başlar. Bazen siz de onu sevdiğinizi sanırsınız.

Biri, olduğu ortamda o kadar acıkır ki, herkesi acıktırabilir.

Biri o kadar sakin durur ki, herkes sakinleşir.

Düşünceleriniz başkalarının zihnine, başkalarının düşünceleri de sizin zihninize telepatik olarak yansıyor. Özellikle evlat, eş ve akraba gibi sempati ve sevgi bağlarıyla bağlı olduklarımız ya da nefret duyduğumuz kişilerde bu deneyim sıkça yaşanır. Bunu zamanla siz de fark edeceksiniz.

Kendinizi ve duygularınızı tanıdıkça, iradenizi güçlendirdikçe büyük bir interaktif etkileşim içerisinde olduğunuzu göreceksiniz.

Bir insanı korkutmak aslında o insanın telepatik bağlantı içerisinde olduğu birçok insanın da korku enerjisine bürünmesine sebep olabiliyor.

İnsanlar Allah tarafından gönderilen dinlere ve peygamberlere olan inançlarını ve saygılarını kaybettikçe, iradeleri zayıflar ve nefisleri (ego) tarafından yönetilirler. Nefis her zaman vesvese verenler ile iş birlikteliği yapmayı sever ve yönetilmesi oldukça kolaydır.

Bir an önce geçmişi şifalandırıp, enerjimizi farkındalığımıza ve irademize odaklamalıyız. İllüzyondan tek çıkış yolu, Allah’ın Kuran’daki hakikatini hissederek yaşamaya başlamak. Sevgi, barış, hoşgörü, yardımlaşma, merhamet...

“Allah’ım senin hakikatini kolaylıkla ve sağlıklı bir şekilde fark edebilmeye, uygulayabilmeye ve hazmedebilmeye niyet ediyorum...”

Allah yardımcımız olsun...

Bülent Gardiyanoğlu

Web sitemizdeki tüm yazılarımızı kaynak göstererek paylaşabilirsiniz. Yorumlarınızı her zaman yazabilirsiniz.

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!