Bölüm 17 Geçmişin Gölgeleri

Vilsbiburg kasabası çalışıp para biriktirmek için harika bir yerdi. Tabii ki parasını tutabilenler için. Almanya'da işçi olarak bir de buna vardiyeli ve akort çalışmak hiçte o kadar kolay değildi.

Bölüm 17                                Geçmişin Gölgeleri

                                                           Geçmişin Gölgeleri

  1. Bölüm
    Vilsbiburg kasabası çalışıp para biriktirmek için harika bir yerdi. Tabii ki parasını tutabilenler için.
    Almanya'da işçi olarak bir de buna vardiyeli ve akort çalışmak hiçte o kadar kolay değildi. Küçük çocukları olanlar değişik vardiyelerde çalışıyorlardı ve ancak aile olarak birlikte cumartesi ve pazar günleri zaman geçiriyorlardı. Çalışma yaşını dolduran herkes hemen işe girip, çalışıyordu.
    Herkesin hedefi çalışıp, para biriktirip Türkiye'de başını sokacakları bir ev yapıp, bir an önce Türkiye'ye geri dönmekti.
    Günler, haftalar, aylar ve yıllar geçiyor. Zaman geçtikçe çocuklar büyüyor, ergenlik yaşına basan eş dost ile evlendiriliyordu. Nasılsa Türkiye'ye geri döneceklerdi. Bu nedenle aile ve akrabalıklar bölünmesin diye.

 Almanya'ya yaşı 18 üzeri olanlar ancak evlilik yoluyla gelebiliyorlardı. Evlenen ve çalışma hakkı olan eşlerden bayan olan ve doğum iznine ayrılanlar çalışma hakkını eşlerine veriyorlardı.
Vilsbiburg kalabalıklaşıyor sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlere ihtiyaçlar duyuluyordu.
Cami kurma faaliyetleri kuruluyor ve dernek çatısı altında bir yer kiralanıyor ve ibadet yapılıyordu.
Gençler ve belirli yaşta olanlarda sportif  faaliyet için futbol takımı kurulmuştu.
Takım kulübü olarak Sakinin yeri Aschenbrenner olmuştu.
Vilsbiburg Doğan spor futbol takımı kurulmuştu.
Çevre kasaba ve şehirler Landshut, Moosburg, Mainburg, Dingolfing, Deggendorf, Freising ve daha adını hatırlamadığım bir çok Türk futbol takımı kulüpleri kurulmuştu.
Vilsbiburg Doğan spor da Vilsbiburg ve çevresi takımlarıyla hafta sonları puanlı maçlar yapıyordu.
Hafta sonları Saki'nin lokalinde buluşuyor ve maç yapacağımız yere arabalarla gidiyorduk. Futbol takımımızda Türk, Alman ve Yunan arkadaşlarla birlikte oynuyorduk. Oynadığımız ligde ki takımlar yılların takımlarıydı ve hepsinin spor tesisleri vardı. Bizim başladığımızda futbol sahamız yoktu ve hep dış sahalarda oynuyorduk.
Zamanla maçları oynamak için 8 kilometre uzaktaki Bonbruck kasabası eski sahasını maçları oynamak için bize verdiler.
Maçlara başladığımız ilk yıllarda yenilmemiz çoğunluktaydı.
Antreman sahası olarak Vilsbiburg Volksfest yerini kullanıyorduk.
Hafta arası herkes çalıştığı için bu sahayı antreman sahası olarak kullanıyorduk. Netice de çalışan çoğunlukta olduğu için çok az kişi antremana geliyordu.
Pazar günleri maçımız oynandığı yere çevremizde yaşayan Türkler akın ediyordu.
Maçlarımız panayır havasında geçiyordu.
Yenilsek bile bir haftanın stresi ni oynayan da ve seyreden de atıyordu.
Zamanla gençlerimiz antremanlı ve iyi oyuncularımız oldukça artı kın yenmeye başlamıştık. Hafta sonlarını iple çekiyorduk.
Sakinin lokalinde buluşuyor hep birlikte arabalarla maçlara gidiyor, stresimizi atıyorduk. Yendiğimiz de de kendi aramızda eğleniyorduk.

 

 

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!