Ağrıyı Sevmek

Bu başlığı görünce mazoşist olduğumu düşünebilirsiniz. Acele etmeyin, anlatacağım sizlere. Bu yazıyı kendimden yola çıkarak kaleme alıyorum.

Ağrıyı Sevmek

Ağrıyı, acıyı, sıcağı ve soğuğu diğer insanlara göre daha az hissediyorum. Ne kadar güzel diyebilirsiniz acele etmeyin devamı daha ilginç olacak.

Bir an için hayal etmenizi istiyorum, hayatınızda ağrı ve acı hissinin olmadığını, neler olurdu. Baş ağrısı yok, karın ağrısı yok, bacak ağrısı yok ya da ayağınız kırıldı, bunu hiç hissetmiyorsunuz. Kaç kişi doktora gider? Ya da çok yorulduğunuzu nasıl anlarsınız? Ya da bir yerinizde hastalık var nasıl anlarsınız? Çok ilginç değil mi? Güneş yanığı ve güneş çarpmaları nasıl olur. İnsan acıyı o anda fark edemediği için deri iyileşmesi insanın canını yakar, güneş çarpmalarında ise doktor tedavisi gerektirir. Oysa erken fark edebilsek bu acılardan kurtulmak mümkün.

Şimdi bu bakış açısı ile baktığımızda, ağrı bir haberci aslında. Bir şeylerin yolunda gitmediğini haber veriyor. Bir yerlerde işler ters gidiyor uyarısı ağrı. Aslında kıymetini bilmemiz gereken bir durum bana göre.

Ben bunu ağrıyı az hissediyorum diye sevinirken fark ettim. Ağrı meğer haber vermekmiş. Bu fark edince kendimi gözlemlemeyi öğrendim. Değişikliklere daha bir dikkatliyim artık. Şükürler olsun ağrı eşiğim yüksek olsa da hissedebiliyorum.

Önümüzdeki her engel bize bir şey öğretir. Yeter ki bakmasını bilelim.

Sevgilerimle;

Firdevs MANDACI

Profesyonel Yaşam Koçu

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için Telegram kanalımıza katılın!